<p>Az yemekte, bilhassa a&ccedil;lık ve oru&ccedil;ta on g&uuml;zel haslet vardır:</p> <h2>A&Ccedil;LIĞIN VE ORU&Ccedil; TUTMANIN FAYDALARI 10 MADDE</h2> <p>1. A&ccedil;lıkta kalp saf&acirc;sı ve h&acirc;fıza kuvveti; toklukta ise ahmaklık ve unutkanlık olur.</p> <p>2. A&ccedil;lıkta kalp rikkati olur; du&acirc; ve ib&acirc;detlerden haz ve feyz alınır. Toklukta ise kalp katı olur ve ib&acirc;detten zevk h&acirc;sıl olmaz.</p> <p>3. A&ccedil;lıkta g&ouml;n&uuml;l yumuşaklığı, inkisar ve tev&acirc;z&ucirc;; toklukta ise taşkınlık, gurur, kibir ve &ouml;v&uuml;nme olur.</p> <p>4. A&ccedil;lıkta fakir ve a&ccedil;lar d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;r. Toklukta ise bunlar unutulur, d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmez olur.</p> <p>5. A&ccedil;lıkta şehev&icirc; ve nefs&acirc;n&icirc; istek ve arzular kırılır. Toklukta ise nefs-i emm&acirc;re kuvvet bulur.</p> <p>6. A&ccedil;lıkta v&uuml;cut zinde ve uyanık bir h&acirc;ldedir. Toklukta ise uyku ve gaflet ağır basar.</p> <p>7. A&ccedil;lıkta ib&acirc;det ve kulluğa devam etmek kolaydır. Toklukta ise tembellik ve gevşeklik olur.</p> <p>8. A&ccedil;lıkta beden sıhhatli olur. Toklukta ise v&uuml;cut yıpranır ve hasta olur.</p> <p>9. A&ccedil;lıkta bedende hafiflik ve ferahlık; toklukta ise ağırlık ve at&acirc;let olur.</p> <p>10. A&ccedil;lıkta sadaka vermeye, &icirc;sar ve inf&acirc;ka şevk gelir. Bu da, kulu kıy&acirc;met g&uuml;n&uuml;n&uuml;n dehşetli sıcağında serin bir g&ouml;lgeliğe n&acirc;il kılar. Toklukta ise, ya cimrilik ya da m&uuml;sriflik ortaya &ccedil;ıkar. Bu da kulu m&acirc;nen hel&acirc;k eder.</p> <h2>ORU&Ccedil; TUTUNUZ Kİ SIHHAT BULASINIZ</h2> <p>Yani tokluk, nefs&acirc;n&icirc; arzuları tahr&icirc;k ederken; a&ccedil;lık, -aşırıya ka&ccedil;madık&ccedil;a- tefekk&uuml;r ve tehass&uuml;s melekesini g&uuml;&ccedil;lendirir.</p> <p>H&acirc;sılı oru&ccedil;, insanın her bakımdan sıhhatli olmasını sağlar. Nitekim Allah Res&ucirc;l&uuml; (s.a.s.) ş&ouml;yle buyurur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Oru&ccedil; tutunuz ki, (madden ve m&acirc;nen) sıhhat bulasınız!&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(Heysem&icirc;, III, 179)</p> <p>A&ccedil;lıkla kazanılan madd&icirc;-m&acirc;nev&icirc; sıhhat ve hasletlere işaret eden en k&acirc;mil mesned şudur: Cen&acirc;b-ı Hak, peygamberlerini n&uuml;b&uuml;vvetin feyzini almaya oru&ccedil;la hazırlamıştır. Onlar m&acirc;nev&icirc; kem&acirc;l&acirc;tın zirvesine ulaşınca bir s&uuml;re insanlık &acirc;leminden uzaklaşmış ve kendilerinde melek&icirc; vasıflar tecell&icirc; etmiştir. B&ouml;ylece kalpleri ve dimağları, il&acirc;h&icirc; vahyin feyziyle dolup taşmıştır. Mesel&acirc;;</p> <h2>ORUCUN ASIL AMACI VE FAYDASI</h2> <p>Sina Dağı&rsquo;nın pek kıymetli peygamberi&nbsp;<strong>Hz. M&ucirc;s&acirc;</strong>&nbsp;(a.s.) Tevrat n&acirc;zil oluncaya kadar kırk g&uuml;n kırk gece oru&ccedil; tutmuştur.</p> <p>Sair Dağı&rsquo;nın mukaddes peygamberi&nbsp;<strong>Hz. &Icirc;s&acirc;</strong>&nbsp;-(a.s.) da, İncil&rsquo;den ilk kel&acirc;mı duyuncaya kadar, kırk g&uuml;n kırk gece oru&ccedil; tutmuştur.</p> <p><strong>Hz. Muhammed</strong>&nbsp;(s.a.s.) de, Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m n&acirc;zil olmaya başlamadan &ouml;nce, uzun s&uuml;re Mekke yakınındaki Hira Mağarası&rsquo;nda yalnız başına kalmış ve g&uuml;nlerini muhtelif ib&acirc;detlerle ge&ccedil;irmiştir. Sonunda Cibr&icirc;l&rsquo;in sesinden m&uuml;jdesini almış ve il&acirc;h&icirc; feyizlerin n&ucirc;ru, g&ouml;nl&uuml;ne doğmaya başlamıştır.</p> <p>Yine M&icirc;r&acirc;c&rsquo;a &ccedil;ıkıp Cen&acirc;b-ı Hak ile keyfiyeti bizce me&ccedil;hul olan hus&ucirc;s&icirc; bir g&ouml;r&uuml;şmeye n&acirc;il olmadan evvel, m&uuml;şriklerin &uuml;&ccedil; sene devam ettirdikleri ambargo boyunca şiddetli a&ccedil;lığa ve muhtelif sıkıntılara sabrederek r&ucirc;h&icirc; kem&acirc;l&acirc;tın zirvesine y&uuml;kselmiştir.</p> <p>Bu hak&icirc;katler de g&ouml;steriyor ki, orucun asıl g&acirc;yesi ve faydası m&acirc;nev&icirc;dir. Dolayısıyla oru&ccedil;, bir ib&acirc;det olduğundan, sırf o g&acirc;ye ile tutulmalıdır. Onun yalnız z&acirc;hir&icirc; faydaları g&acirc;ye h&acirc;line getirilirse, oru&ccedil;, ib&acirc;det olmaktan &ccedil;ıkar. Yani oru&ccedil;larımızda mide dolgunluklarını &ouml;nlemek, kilo vermek gibi g&acirc;yeler olmamalıdır. B&ouml;yle oru&ccedil;larda rız&acirc;-yı il&acirc;h&icirc; d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Allah i&ccedil;in tutulan oru&ccedil;larda ise bu gibi faydalar z&acirc;ten kendiliğinden zuh&ucirc;r eder.</p> <p>Bu sebeple oru&ccedil; tutan M&uuml;sl&uuml;man, kalb&icirc; hayatını, nefs&acirc;n&icirc; arzu, meyil ve d&uuml;ş&uuml;ncelerden korumalıdır. Sadece yemek-i&ccedil;mek gibi beden&icirc; tem&acirc;y&uuml;llerden uzak durmakla kif&acirc;yet etmeyip g&ouml;n&uuml;l &acirc;lemini de gıybet, yalan, kin ve haset gibi her t&uuml;rl&uuml; s&uuml;fl&icirc; tavırlardan da muhafaza etmelidir.</p>