KAYSERİ (AA) - MÜZAHİM ZAHİD TÜZÜN - Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat sürecinde, Diyarbakır Askeri Hastanesinde diş tabip yarbay olarak görev yaparken eşinin başörtüsünden dolayı resen emekli edilen Kemal Mete, o dönem yaşadıklarını unutamıyor.

Türkiye demokrasi tarihinin kara lekesi 28 Şubat sürecinde 42 yaşında resen emekli edilen Mete, AA muhabirine, o dönem yaşadıklarını anlattı.

Mete, inançlı insanların o dönemde orduda önünün kesildiğini ve üstleri tarafından sık sık küçük düşürülüp mobbinge maruz kaldığını söyledi.

28 Şubat sürecinde orduda eşi başörtülü olan personel istenmediğini belirten Mete, şunları kaydetti:

"28 Şubat döneminde diş tabip yarbay olarak görevliyken 2000 yılında, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla resen emekli edildim. Gerekçede, eşimin başının kapalı olması ve irticai görüş sahibi olmam nedeniyle emekli edildiğim belirtildi. 28 Şubat döneminde batılı güçlerin emrine amade, onların politik görüşlerine uygun insanların olduğu bir ordu hedefleniyordu. Bu nedenle milletimizin öz, manevi değerlerine sahip insanlar tasfiye ediliyordu. Zaten bu nedenle de bizler tasfiye edildik.

28 Şubat döneminde öncelikle inançlı insanlar hedeflenmişti. Burada da en belirgin özellik, eşlerinin kapalı olması. Herhangi bir cemaate bağlı olup olmamak önemli değil, eşiniz kapalıysa, namaz kılıyorsanız ve bunlar biliniyorsa, ne terfi ediliyordunuz ne kritik bir göreve getiriliyordunuz. Bizim eşimizin yaşam biçimine karışıldı. Şimdi yaşam biçimi önemli bir söylem oldu."

- "Namaz kılıyor diye insanlar terfi edilmiyordu"

Kendilerinden sürekli savunma alındığını anlatan Mete, "Sürekli eğlence programları düzenleniyordu ve eşlerimizle katılmamız isteniyordu. Bizler de inançlı insanlar olduğumuz için içkili ortamda eşlerimizle bulunmak uygun değil diye gitmiyorduk. Gitmediğimiz zaman ertesi gün hemen, 'eşinizin kapalı olması nedeniyle Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı giyindiği için Türk Silahlı Kuvvetlerinde böyle bir subayın bulunması uygun değildir' şeklinde savunma isteniyordu." şeklinde konuştu.

Mete, orduya girmeden önce de namaz kıldığını, dine ve dindar insanlara karşı bir tepki, dışlama olduğunu görünce zorluk çektiğini dile getirdi.

- "FETÖ'cüler o dönem orduda kaldı"

FETÖ'cülerin o dönem orduda kaldığını aktaran Mete, "Bizler eşimizin başını açmayı kabul etmedik ama FETÖ grubunda olanlar, eşlerinin başını açtılar, hatta belli miktarda alkol almaları için telkin verildi. Takiye yaparak orada kalmayı başardılar. Belki de 15 Temmuz hazırlığının bir basamağıydı 28 Şubat. Sonuçta da bizden sonra FETÖ ordu içinde hakim duruma gelmişti ve 15 Temmuz olayları patlak verdi." ifadelerini kullandı.

- "Bugün olsa belki de profesör olacaktım"

Hayallerinin yarım kaldığına işaret eden Mete, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben doktora da yapmıştım. Bugün olsa belki de profesör olacaktım. Önümüz kesilmiş oldu ve istediğimiz kariyeri yapamadık. Yarbay rütbesinde mecburen ayrıldık ve sivil ortama itildik. Hedeflerimiz, arzularımız yarım kaldı. Ordudan ayrıldıktan sonra diş hekimi olduğum için serbest çalışma imkanım oldu. Ben fazla zorlanmasam da çöpçülük yapan, az ücretle çalışan arkadaşlarımız oldu."

Mete, merkezi İstanbul'da bulunan ve 28 Şubat döneminde mağdur edilen askerlerin kurduğu "Adaleti Savunanlar Derneği"nin Kayseri şubesinde, mağduriyete uğramış kişilerin haklarını savunmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.