Yasin Börü'nün babası Fikri Börü'nün müşteki beyanı Kobani iddianamesinde:

 

- "Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile açıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak ve daha tanımadığımız insanlardır"
- "Benim oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslar çağrılar yaparak, insanları sokağa dökerek olaylara sebep olan ve azmettiren, ismini verdiğim şahıslardır"

 

 

 

 

 Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da olduğu 108 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, olaylar sırasında öldürülen Yasin Börü'nün babası Fikri Börü'nün ifadesine yer verildi.

 

 

Baba Fikri Börü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede müşteki sıfatıyla yer aldı.

 

 

 

 6-8 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü'nün ilk çocuğu olduğunu belirten Börü, oğlunun olay tarihinde Gaffar Okan Anadolu Lisesi 3. Sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam ettiğini anlattı.

 

 

Oğlu Yasin'in 7 Ekim'de "Dışarıda çok fakir insan var. Bu insanlara kurban eti dağıtmamız lazım. Ben öğlenden sonra kurban eti dağıtmaya gideceğim." dediğini aktaran Börü, kendisinin de kurban bayramı ziyareti için akraba ve komşularına gittiğini, döndüğünde oğlunun evde olmadığını, bunun üzerine oğlunu aradığını fakat ulaşamadığını kaydetti.

 

-  "Çocuğumun yüzü tanınmaz haldeydi"

 

 

Fikri Börü, oğlu Yasin'in bir yerde kaldığını düşündüğünü ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"8 Ekim günü sabah bir haber gelmeyince ben ve akrabalarım Yasin'i aramaya başladık. Telefonu yine cevap vermiyordu. Öğlene kadar aradık yine haber alamadık. Daha sonra belki gözaltına alınmıştır düşüncesi ile Emniyet Müdürlüğü ve karakollara bakmamıza rağmen haber alamadık. Geceye kadar aradık fakat kendisine bir türlü ulaşamadık. 9 Ekim'de en son kendi imkanlarımla Dicle Üniversitesi Hastanesine gittim belki bir haber alırım düşüncesiyle baktım. İlk etapta bir haber alamadım. Orada bulunanlar bana 'Belki morgda olabilir çünkü birkaç kişinin tespiti yapılamadı.' dediler. Ben de hastane morguna gittiğimde oradaki görevliler bana bir tane genç bir çocuğun olduğunu buna bakmamı istediler. Teşhis için morga girdiğimde çocuğumun yüzü tanınmaz haldeydi. Çocuğumu üzerindeki elbiseden ve sol ayağında bulunan bir ben vardı, buradan tanıdım. Daha fazla bu duruma dayanamayınca orada baygınlık geçirdim. Daha sonra yakın akrabalarıma haber verdim.

 

 

Çevreden duyduğuma göre oğlum Yasin, Bağlar ilçesi Cengizler Caddesi'nde kurban eti dağıtırken olaylar başlamış. Orada bulunan kalabalık örgüt grubu, benim çocuğumu ve arkadaşlarını 'IŞİD'çi' diye darbetmişler. Daha sonra da çocuğum ve arkadaşları buradan kaçıyor bir apartmana sığınıyor. Burada da çocuğumu ve arkadaşlarını tekrar yakalayarak hunharca insanlık dışı bir şekilde öldürüyorlar."

 

- "Oğlumun ölümüne sebep olanlardan davacıyım"

 

 

Saldırıyı yapanların örgüt taraftarı olduğunu kaydeden Fikri Börü, "Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile açıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak ve daha tanımadığımız insanlardır. Oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslar çağrılar yaparak, insanları sokağa dökerek olaylara sebep olan ve azmettiren, ismini verdiğim şahıslardır." ifadelerini kullandı.

 

 

Börü, oğlunun ölümüne sebebiyet veren şahıslardan davacı olduğunu, kimseyle uzlaşmak istemediğini, oğlunun telefonunun halen kayıp olduğunu, bu telefonun oğlunu katleden şahıslarda olabileceğini belirtti.

 

 

Oğluna ait cep telefonunun bulunmasını istediğini ifade eden Börü, "Oğlumun telefonu kim almışsa öldürülmesine sebep olan kişilerdir." beyanında bulundu.