<p>Salgın nedeniyle evlerimizde kaldığımız şu g&uuml;nlerde tavsiye edilen ibadetlerden (iftar vermek, umre) bazılarını bu sebepten şimdilik ger&ccedil;ekleştiremesek de evlerimizde ailece veya bireysel olarak ifa edebileceğimiz; Ramazan&rsquo;da yapılması tavsiye edilen ibadetler...</p> <p>Bu m&uuml;b&acirc;rek Ramazan ayında g&ouml;nl&uuml;n&uuml; All&acirc;h&rsquo;a, bedenini ibadete vererek, oru&ccedil;, ter&acirc;vih, Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m, zikir, istiğfar, fitre, zek&acirc;t, şefkat ve merhamet dolu hizmet ve fedak&acirc;rlıklarla vakitlerini g&uuml;zelce ihy&acirc; edenler, b&uuml;t&uuml;n bir yıl bunun bereketine n&acirc;il olurlar.</p> <p>Fakat bu m&uuml;b&acirc;rek zamana b&icirc;g&acirc;ne kalarak il&acirc;h&icirc; rahmetten uzaklaşanlar, yine b&uuml;t&uuml;n bir yıl, bu ayrılık ve duyarsızlığın h&uuml;sr&acirc;nına d&ucirc;&ccedil;&acirc;r olurlar.</p> <p>Nitekim Peygamber Efendimiz ş&ouml;yle buyurmuştur:</p> <p><em>&ldquo;Cebr&acirc;&icirc;l (a.s.) bana g&ouml;r&uuml;nd&uuml; ve;&nbsp;<strong>&laquo;Ramaz&acirc;n&rsquo;a erişip de g&uuml;nahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!&raquo;</strong>&nbsp;dedi. Ben de&nbsp;<strong>&laquo;&Acirc;m&icirc;n!&raquo;</strong>&nbsp;dedim&hellip;&rdquo;</em>&nbsp;(H&acirc;kim, IV, 170/7256; Tirmiz&icirc;, Deav&acirc;t, 100/3545)</p> <h2>Kur&rsquo;&acirc;n Okumak ve Hatim Yapmak</h2> <p>Ramaz&acirc;n-ı Şer&icirc;f, Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın-ı Kerim&#39;in n&acirc;zil olduğu aydır. Bu ayda Kur&#39;&acirc;n-ı Kerim ile ilişkimiz artırmalı ve en&nbsp;<strong>az bir mukabeke okumaya</strong>&nbsp;gayret etmeliyiz. Kuran okumayı bilmiyorsak bu ayı fırsat bilerek &ouml;ğrenmeye gayret ettmeli, camiilerde mukabele programlarına iştirak etmeliyiz.</p> <p>Nitekim Cen&acirc;b-ı Hak buyurur:</p> <p><strong>&ldquo;Ramazan ayı, insanlara yol g&ouml;sterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın a&ccedil;ık delilleri olarak Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın indirildiği aydır. &Ouml;yle ise sizden Ramazan ayını idr&acirc;k edenler, onda oru&ccedil; tutsun&hellip;&rdquo;</strong>&nbsp;(el-Bakara, 185)</p> <p>&Acirc;yet-i ker&icirc;mede Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın Ramazan&rsquo;da indirildiği ve onun hak ile b&acirc;tılı, hayır ile şerri, iyi ile k&ouml;t&uuml;y&uuml; birbirinden ayırt edecek hikmet ve hak&icirc;kat nurlarıyla dolu bir kitap olduğu bildirildikten sonra, bu m&uuml;b&acirc;rek aya kavuşanların Kur&rsquo;&acirc;n terbiyesi altında oru&ccedil; tutmakla m&uuml;kellef oldukları bey&acirc;n edilmektedir.</p> <p>Bu bakımdan Kur&rsquo;&acirc;n ile Ramazan arasındaki derin yakınlık ve ince irtib&acirc;tın &ccedil;ok iyi idr&acirc;k edilmesi &icirc;c&acirc;b eder.</p> <p>Peygamber Efendimiz, bilhassa Ramazan ayında Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;e daha fazla ehemmiyet verirdi. Dostu Cebr&acirc;il (a.s.) ile bu ayda her gece Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;i muk&agrave;bele ederlerdi. Vef&acirc;tından &ouml;nceki Ramazan&rsquo;da ise bu&nbsp;<strong>muk&agrave;be</strong>leyi iki kere yapmışlardı. (Bkz. M&uuml;slim, Fed&acirc;il 50.)&nbsp;<strong>Res&ucirc;lullah,</strong>&nbsp;<strong>Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;i, Cebr&acirc;il&rsquo;den (a.s.) sonra b&acirc;zı sah&acirc;b&icirc;leriyle de muk&agrave;bele ederdi</strong>. (Ahmed, I, 405)</p> <p>Yine İbni Mesut&rsquo;tan (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re, Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><em><strong>&ldquo;Kim Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;den bir harf okursa, onun i&ccedil;in bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif l&acirc;m m&icirc;m bir harftir demiyorum; bil&acirc;kis elif bir harftir, l&acirc;m bir harftir, m&icirc;m de bir harftir.&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Tirmiz&icirc;, Fez&acirc;il&uuml;&rsquo;l-Kur&rsquo;&acirc;n 16)</p> <h2>Sahur Yapmak</h2> <p>Ramazan ayıda m&uuml;mk&uuml;n olduğu kadar sahur yapmaya gayret etmeliyiz. Sahurların y&uuml;ksek faz&icirc;let ve kıymeti hakkında Peygamber Efendimiz ş&ouml;yle buyurmuşlardır:</p> <p><strong><em>&ldquo;Bir yudum su ile dah&icirc; olsa sahur yapınız.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(Abdurrazz&acirc;k, Mu sannef, IV, 227/7599)</p> <p><strong><em>&ldquo;Sahur yemeği yiyin, z&icirc;r&acirc; sahurda bereket vardır.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(Buh&acirc;r&icirc;, Savm, 20)</p> <h2>Faziletine İnanarak Oru&ccedil; Tutmak</h2> <p>Ramaz&acirc;n-ı Şer&icirc;f&rsquo;in l&acirc;yıkıyla ihy&acirc;sı yolunda en &ccedil;ok dikkat edilecek husus, ş&uuml;phesiz ki oru&ccedil; ib&acirc;detidir. Oru&ccedil;, bize d&uuml;ny&acirc;nın f&acirc;n&icirc; n&icirc;metleri elinden alınacak bir &acirc;hiret yolcusu olduğumuzu hatırlatır.</p> <p>Res&ucirc;lullah Efendimiz buyurmuşlardır:</p> <p><strong><em>&ldquo;Oru&ccedil; tutunuz ki,&nbsp;</em><em>(madden ve m&acirc;nen)</em><em>&nbsp;sıhhat bulasınız!&rdquo;&nbsp;</em></strong>(Heysem&icirc;, 203 III, 179)</p> <p>Cen&acirc;b-ı Hak buyurur:</p> <p><strong>&ldquo;Ramazan ayı, insanlara yol g&ouml;sterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın a&ccedil;ık delilleri olarak Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın indirildiği aydır. &Ouml;yle ise sizden Ramazan ayını idr&acirc;k edenler, onda oru&ccedil; tutsun&hellip;&rdquo;</strong>&nbsp;(el-Bakara, 185)</p> <p><strong>İslamın beş şartından biri olan oru&ccedil;</strong>&nbsp;hakkında İbni &Ouml;mer&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re, Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><strong><em>&ldquo;İsl&acirc;m beş temel &uuml;zerine bina kılınmıştır: Allah&rsquo;tan başka il&acirc;h olmadığına ve Muhammed&rsquo;in Allah&rsquo;ın Resul&uuml; olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zek&acirc;tı hakkıyla vermek, Allah&rsquo;ın evi K&acirc;be&rsquo;yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(Buh&acirc;r&icirc;, &Icirc;m&acirc;n 1, 2, Tefs&icirc;ru s&ucirc;re(2) 30; M&uuml;slim, &Icirc;m&acirc;n 19-22)</p> <p>Yine Eb&ucirc; H&uuml;reyre&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><strong><em>&ldquo;Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah&rsquo;tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, ge&ccedil;miş g&uuml;nahları bağışlanır.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(Buh&acirc;r&icirc;, &Icirc;m&acirc;n 28, Savm 6)</p> <h2>Oru&ccedil; Tutarken T&uuml;m Uzuvlarımızı Haramlardan Korumak</h2> <p><strong>Yalnızca mideyi a&ccedil; bırakmakla k&acirc;mil m&acirc;n&acirc;da oru&ccedil; tutulmuş olmaz</strong>. Makbul bir oru&ccedil;, bedendeki b&uuml;t&uuml;n uzuvların, bilhassa da g&ouml;z&uuml;n, kulağın ve dilin haram ve ş&uuml;phelilerden muh&acirc;faza edilerek nefsin dizginlenmesini gerektirir. Ancak b&ouml;yle bir oru&ccedil;, kul i&ccedil;in Cehennemʼe kalkan olur.</p> <p>Oru&ccedil;luyken sabırla aşılması gereken bu imtihanlardan biri,&nbsp;<strong>had&icirc;s-i şer&icirc;fte</strong>&nbsp;ş&ouml;yle ifade buyrulur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Hi&ccedil;biriniz oru&ccedil;lu olduğu g&uuml;n &ccedil;irkin s&ouml;z s&ouml;ylemesin ve kimse ile &ccedil;ekişmesin. Eğer biri kendisine s&ouml;ver veya &ccedil;atarsa &laquo;ben oru&ccedil;luyum&raquo; desin.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(Buh&acirc;r&icirc;, Savm, 9)</p> <p>Res&ucirc;lullah&rsquo;ın &acirc;zatlısı Ubeyd (r.a.) ş&ouml;yle anlatır:</p> <p>İki kadın oru&ccedil; tutuyorlardı. &Ouml;ğle &uuml;zeri bir kimse gelerek dedi ki:</p> <p>&ldquo;&ndash;Y&acirc; Res&ucirc;lallah! Şurada iki kadın var, oru&ccedil; tutuyorlar. Nere deyse susuzluktan &ouml;lecekler. (M&uuml;s&acirc;ade buyurun da oru&ccedil;larını bozsunlar.)&rdquo; dedi.</p> <p>Allah Res&ucirc;l&uuml; ondan y&uuml;z &ccedil;evirdi, cevap vermedi. Gelen kimse s&ouml;z&uuml;n&uuml; tekrar etti:</p> <p>&ldquo;&ndash;Y&acirc; Nebiyyall&acirc;h! Vall&acirc;hi neredeyse &ouml;lecekler!&rdquo; dedi. Efendimiz:</p> <p><em>&ldquo;&ndash;&Ccedil;ağır onları!&rdquo;</em>&nbsp;buyurdu. Kadınlar geldiler. Efendimiz bir kap istedi. Kadınlardan birine vererek:</p> <p><em>&ldquo;&ndash;İ&ccedil;indekileri &ccedil;ıkar!&rdquo;</em>&nbsp;dedi. Kadın, kabın yarısını dolduracak şekilde kan, cerahat ve et kustu. Diğerine de aynı şekilde emir buyurunca, o da kabı dolduruncaya kadar kan ve taze et &ccedil;ıkardı. Bunun &uuml;zerine Res&ucirc;lullah:</p> <p><strong><em>&ldquo;&ndash;Bunlar, All&acirc;h&rsquo;ın hel&acirc;l kıldığı şeylerden kendilerini tuttular, onlara karşı oru&ccedil;lu oldular; haram kıldığı şeylerle de oru&ccedil;larını a&ccedil;tılar. Birbirinin yanına oturup, insanların etlerini yemeye (gıybet etmeye) başladılar.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>buyurdu. (Ahmed, V, 431; Heysem&icirc;, III, 171)</p> <h2>İftar İ&ccedil;in Acele Etmek ve İftar Vermeye Gayret Etmek</h2> <p>İftar a&ccedil;arken acele etmek gerekir. Nitekim Eb&ucirc; H&uuml;reyre&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurmuştur:</p> <p><em><strong>&ldquo;Allah Te&acirc;l&acirc; ş&ouml;yle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oru&ccedil; a&ccedil;makta acele davranandır.&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Tirmiz&icirc;, Savm 13)</p> <p>Ramazanda bir oruluyu iftar ettirmenin ecri b&uuml;y&uuml;kt&uuml;r. İftarı verme hususunda Zeyd İbni H&acirc;lid el-C&uuml;hen&icirc;&rsquo;den rivayet edildiğine g&ouml;re Hz. Peygamber ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><em><strong>&ldquo;Kim bir oru&ccedil;luyu iftar ettirirse, oru&ccedil;lu kadar sevap kazanır. Oru&ccedil;lunun sevabından da hi&ccedil;bir şey eksilmez.&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Tirmiz&icirc;, Savm 82)</p> <p>Yine başka bir had&icirc;s-i şer&icirc;fte buyrulur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Kim bu ayda bir oru&ccedil;luya iftar verirse, bu onun g&uuml;nahlarının bağışlanmasına, Cehennem az&acirc;bından kurtulmasına ve kendi m&uuml;k&acirc;fatından hi&ccedil;bir şey eksilmeden bir oru&ccedil; tutma sev&acirc;bına daha n&acirc;il olmasına ves&icirc;le olur.&rdquo;&nbsp;</em></strong>Bunu işiten sah&acirc;b&icirc;ler:</p> <p>&ldquo;&ndash;Ey All&acirc;h&rsquo;ın El&ccedil;isi! Hepimiz bir oru&ccedil;luyu doyuracak kadar yiyeceğe sahip değiliz.&rdquo; dediler. Res&ucirc;lullah Efendimiz bunun &uuml;zerine:</p> <p><strong><em>&ldquo;&ndash;Kim bir oru&ccedil;luyu bir hurma ile veya i&ccedil;ecek su ile veya tadımlık bir s&uuml;t ile iftar ettirirse, Allah ona bu sev&acirc;bı verir.&rdquo;</em></strong>&nbsp;buyurdu. (Ali el-M&uuml;ttak&icirc;, VIII, 477/23714)</p> <h2>Teravih Namazı Kılmak</h2> <p>Eb&ucirc; H&uuml;reyre&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><strong><em>&ldquo;Kim Ramazan&rsquo;ın faziletine inanarak ve sevabını Allah&rsquo;tan bekleyerek ter&acirc;vih namazını kılarsa, ge&ccedil;miş g&uuml;nahları bağışlanır.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(Buh&acirc;r&icirc;, &Icirc;m&acirc;n 37 ; M&uuml;slim, M&uuml;s&acirc;fir&icirc;n 173, 174.)</p> <p>Peygamber Efendimiz buyurur:</p> <p><strong><em>&ldquo;All&acirc;h Te&acirc;l&acirc; Ramazan&rsquo;da orucu farz kıldı, ben de (ter&acirc;v&icirc;h) namazını s&uuml;nnet kıldım.&rdquo;&nbsp;</em></strong>(İbn-i M&acirc;ce, Sal&acirc;t, 173)</p> <h2>İhlası Muhafaza Etmek</h2> <p>M&acirc;nev&icirc; bir lutuf mevsimi olan Ramaz&acirc;n-ı Şer&icirc;f&rsquo;te bilhassa r&ucirc;h&acirc;niyetimizi seviyelendirmeye gayret etmemiz &icirc;c&acirc;b eder. Bu hususta yeğ&acirc;ne ge&ccedil;er ak&ccedil;e de;&nbsp;<strong>&ldquo;ihl&acirc;s&rdquo;</strong>tır. İb&acirc;detlerin kem&acirc;lini artıran; kalp temizliği, niyet berraklığı ve sam&icirc;miyettir. Nefs&acirc;n&icirc; menfaat d&uuml;ş&uuml;ncelerinin karıştığı, Hak rız&acirc;sından gayrı g&acirc;yelerin ortak edildiği ib&acirc;detlerden bir hayır umulamaz Nitekim bir&nbsp;<strong>had&icirc;s-i şer&icirc;fte</strong>&nbsp;ş&ouml;yle buyrulur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Nice oru&ccedil; tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir a&ccedil;lıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (ter&acirc;vih ve tehecc&uuml;d) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan, yalnız uykusuzluktur.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(İbn-i M&acirc;ce, Sıy&acirc;m, 21)</p> <h2>Cemaatle Namaza Daha &Ccedil;ok Dikkat Etmek&nbsp;(Korana vir&uuml;s&uuml; sebebi ile evlerimizde ailemizle cemaat yapabiliriz.)</h2> <p><strong>Beş vakit namaz her M&uuml;sl&uuml;man &uuml;zerine farzdır</strong>. Fakat namazları cemaatle kılma hususunda gerekli itina g&ouml;sterilememektedir. Fakat cemaatle namazının ehemmiyetine dair bir&ccedil;ok hadis-i şerif vardır. Bizler de Ramazan-ı Şerif&rsquo;te cemaatle namaz hassasiyetimizi daha &ccedil;ok artırmalı t&uuml;m namazlarımızı cemaatle kılmaya gayret etmeliyiz.</p> <p>Peygamber Efendimiz&rsquo;in, namazı cemaatle kılmaya teşv&icirc;k eden had&icirc;s-i şer&icirc;flerinden b&acirc;zıları ş&ouml;yledir:</p> <p><strong><em>&ldquo;Cemaatle kılınan namaz, kiflinin yalnız kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha faz&icirc;letlidir.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(Buh&acirc;r&icirc;, Ez&acirc;n, 30)</p> <p><strong>&ldquo;<em>Kim, sabah-akflam c&acirc;miye gider gelirse, her gidip gelişinde All&acirc;h Te&acirc;l&acirc;, o kimseye cennetteki ikr&acirc;mını hazırlar.&rdquo;&nbsp;</em></strong>(Buh&acirc;r&icirc;, Ez&acirc;n, 37)</p> <p>All&acirc;h Res&ucirc;l&uuml;, cemaate devam hus&ucirc;sunda ihmalk&acirc;rlık g&ouml;sterenlere karşı son derece t&acirc;vizsiz davranmıştır. Nitekim bir g&uuml;n:</p> <p><strong><em>&ldquo;Kim, m&uuml;ezzini işitir ve kendini engelleyen bir &ouml;zr&uuml; olmadığı h&acirc;lde cemaate gitmezse, m&uuml;nferiden kıldığı namaz (k&acirc;mil bir namaz olarak) kab&ucirc;l edilmez.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>buyurmuştu. Ash&acirc;b-ı Kir&acirc;m:</p> <p><strong><em>&ldquo;&ndash;(Ey All&acirc;h&rsquo;ın Res&ucirc;l&uuml;!) &Ouml;z&uuml;r nedir?&rdquo;</em>&nbsp;</strong>dediler. Efendimiz:</p> <p><strong><em>&ldquo;&ndash;Tehlike korkusu veya hastalıktır.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>buyurdu. (Eb&ucirc; D&acirc;v&ucirc;d, Sal&acirc;t, 46/551)</p> <h2>Tehecc&uuml;t Namazı Kılmak</h2> <p>All&acirc;h Te&acirc;l&acirc;, tehecc&uuml;d namazını Peygamber Efendimiz&rsquo;e hus&ucirc;s&icirc; olarak farz kılmıştır. Bizler de Ramazan-ı Şerif i&ccedil;erisinde sahura kalktığımızda en az 2 rekat tehecc&uuml;d namazı kılmaya gayret etmeliyiz. Nitekim &acirc;yet-i ker&icirc;mede ş&ouml;yle buyrulur:&nbsp;<strong>&ldquo;Gecenin bir kısmında da s&acirc;dece sana mahsus bir fazlalık olmak &uuml;zere Kur&rsquo;&acirc;n ile tehecc&uuml;d namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni Mak&acirc;m-ı Mahm&ucirc;da eriştirir.&rdquo;</strong>&nbsp;(el-İsr&acirc; 17/79)</p> <p>Tehecc&uuml;d namazı ile ilgili Res&ucirc;lull&acirc;h buyurdular:</p> <p><em><strong>&ldquo;Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden &ouml;nceki salihlerin ibadetidir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; gece ibadeti, Allah&rsquo;a yakınlık g&uuml;nahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve g&uuml;nahlardan uzaklaştırır.&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Tirmizi, Deav&acirc;t, 101)</p> <p><strong><em>&ldquo;&hellip;Farzlar dışında en faziletli namaz, gece namazıdır.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(M&uuml;slim, Sıy&acirc;m, 203)</p> <p>Yine Allah Res&ucirc;l&uuml; buyururlar ki:</p> <p><strong>&ldquo;Cebr&acirc;&icirc;l (a.s) geldi ve ş&ouml;yle dedi:&nbsp;</strong><em><strong>&laquo;&hellip;Hi&ccedil; ş&uuml;phe yok ki, m&uuml;&rsquo;minin şerefi (değeri) tehecc&uuml;d namazındadır...&raquo;&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Cem&rsquo;u&rsquo;l-Fev&acirc;id, I. 335)</p> <h2>Dua Etmek</h2> <p>İb&acirc;detlerin &ouml;z&uuml; olan du&acirc; da, kulun benliğinden sıyrılarak Rabbine sığınmasıdır. All&acirc;h ile kul arasında en m&uuml;him bir m&acirc;nev&icirc; bağ durumundadır. Bu bağı koparanlar, Hak katındaki değerlerini de z&acirc;yi etmiş olurlar. Ramazan ayında bilhassa gecelerde ve oru&ccedil;lu iken rabbimize yalvarmalı ve ona sığınmalıyız.</p> <p>Nitekim &acirc;yet-i ker&icirc;mede buyrulur:</p> <p><strong>&ldquo;(Res&ucirc;l&uuml;m!) De ki: Sizin (kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!..&rdquo;</strong>&nbsp;(el-Furk&acirc;n, 77)</p> <h2>Tevbe ve İstiğfar Etmek</h2> <p>Ramaza ayı af ve mağfiret ayıdır. Ramaz&acirc;n-ı Şer&icirc;f&rsquo;i l&acirc;yıkıyla ihy&acirc; edenler, sayısız n&icirc;metlere n&acirc;il olurlar. Ona duyarsız kalanlar ise, dehşetli bir mahr&ucirc;miyete d&ucirc;&ccedil;&acirc;r olurlar. Z&icirc;r&acirc; had&icirc;s-i şer&icirc;fte<strong>&nbsp;Peygamber Efendimiz&nbsp;</strong>ş&ouml;yle buyurur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Cebr&acirc;&icirc;l (a.s.) bana g&ouml;r&uuml;nd&uuml; ve; &laquo;Ramazan&rsquo;a erişip de g&uuml;nahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!&raquo; dedi. Ben de &laquo;&Acirc;m&icirc;n!&raquo; dedim&hellip;&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(H&acirc;kim, IV, 170/7256; Tirmiz&icirc;, Deav&acirc;t, 100/3545)</p> <p>Yine Hazret-i Peygamber:<strong><em>&nbsp;&ldquo;Ben, g&uuml;nde y&uuml;z kere istiğf&acirc;r ederim&hellip;&rdquo;</em></strong>&nbsp;(M&uuml;slim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.</p> <h2>Salat-u Selamı &Ccedil;oğaltmak</h2> <p>Ahirette Peygamber Efendimiz&rsquo;e yakın olmak i&ccedil;in her daim salavat getirmelidir. Ramaza-ı Şerif&rsquo;te salavatlarımızı &ccedil;oğaltabiliriz. Nitekim Ayet-i ker&icirc;mede buyrulur:</p> <p><strong>&ldquo;Ş&uuml;phesiz ki All&acirc;h ve melekleri, Peygamber&rsquo;e &ccedil;ok&ccedil;a sal&acirc;t ederler. Ey m&uuml;minler! Siz de O&rsquo;na salev&acirc;t getirin ve tam bir teslimiyetle sel&acirc;m verin!&rdquo;</strong>&nbsp;(el-Ahz&acirc;b, 56)</p> <p>Abdullah bin Mesut Hazretlerinden riv&acirc;yet edildiğine g&ouml;re Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurmuştur:</p> <p><strong><em>&ldquo;Kıy&acirc;met g&uuml;n&uuml; insanların bana en yakın olanı, bana en &ccedil;ok sal&acirc;t &uuml; sel&acirc;m getirenidir.&rdquo;&nbsp;</em></strong>(Tirmiz&icirc;, Vitir, 21/484)</p> <h2>Allah Te&acirc;la&rsquo;yı Daha &Ccedil;ok Zikretmek</h2> <p>Ramazan Ayında Rabbimizi zikretmeye daha &ccedil;ok &ouml;nem verilmelidir. &Acirc;yet-i ker&icirc;mede buyrulur:</p> <p><strong>&ldquo;Kendi kendine, yalvararak ve &uuml;rpererek, y&uuml;ksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. G&acirc;fillerden olma!&rdquo;&nbsp;</strong>(el- A&rsquo;r&acirc;f, 205)</p> <p>Bu konuda All&acirc;h Res&ucirc;l&uuml; ş&ouml;yle buyurur:</p> <p><strong><em>&ldquo;All&acirc;h&rsquo;ı sevmenin al&acirc;meti, All&acirc;h Te&acirc;l&acirc;&rsquo;yı zikretmeyi sevmektir.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(Suy&ucirc;t&icirc;, el-C&acirc;miu&rsquo;s-Sağ&icirc;r, II, 52)</p> <h2>Son On G&uuml;n İtikafa Girmek</h2> <p>Ramazan&rsquo;ın son on g&uuml;n&uuml;nde d&uuml;nya işleriyle ilgiyi kesip camiye kapanarak ibadetle uğraşmaya denir. Peygamber Efendimizin de son on g&uuml;nde itifkafa girdiğine dair bir &ccedil;ok hadis-i şerif mevcuttur.</p> <p>Hz. Ayşe&rsquo;den rivayet edildiğine g&ouml;re Hz. Peygamber, vefat edinceye kadar Ramazan&rsquo;ın son on g&uuml;n&uuml;nde itik&acirc;fa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itik&acirc;fa girmeye devam ettiler. (Buh&acirc;r&icirc;, İ&rsquo;tik&acirc;f 1; M&uuml;slim, İ&rsquo;tik&acirc;f 5.)</p> <p>Yine Hazret-i Ayşe anlatıyor:</p> <p><strong>&ldquo;Res&ucirc;lullah Ramazan ayında ib&acirc;det hus&ucirc;sunda diğer aylarda g&ouml;r&uuml;lmeyen bir gayret i&ccedil;erisinde olurdu. Ramazan&rsquo;ın son on g&uuml;n&uuml;nde ise kendisini &ccedil;ok daha fazla ib&acirc;dete verirdi. Bu g&uuml;nlerde geceyi ihy&acirc; eder, &acirc;ilesini uyandırır ve iz&acirc;rını bağlardı. (Y&acirc;ni ib&acirc;det i&ccedil;in hazırlıklarını tamamlar ve b&uuml;y&uuml;k bir azimle Hakk&rsquo;a y&ouml;nelirdi.)&rdquo;</strong>&nbsp;(Buh&acirc;r&icirc;, Fadlu Leyleti&rsquo;l-Kadr, 5; M&uuml;slim, İ&rsquo;tik&acirc;f, 8)</p> <h2>Kadir Gecesini Aramak</h2> <p>Kadir gecesi, Cen&acirc;b-ı Hakk&rsquo;ın, &uuml;mmetler i&ccedil;inde sadece &uuml;mmet-i Muhammed&rsquo;e m&uuml;stesn&acirc; bir ikr&acirc;mı olarak lutfettiği, en zengin m&acirc;nev&icirc; hazinelerden biridir. Onun ihtişam ve azameti, kıymet ve ehemmiyeti, m&uuml;stakil bir s&ucirc;re-i cel&icirc;le ve bir&ccedil;ok had&icirc;s-i şer&icirc;flerle m&uuml;jdelenmiştir.</p> <p>Rabbimiz bu gecenin ş&acirc;nını ş&ouml;yle beyan buyurur:</p> <p><strong>&ldquo;Biz onu (Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve R&ucirc;h (Cebr&acirc;il), her iş i&ccedil;in iner dururlar. O gece, esenlik doludur. T&acirc; fecrin doğuşuna kadar.&rdquo;</strong>&nbsp;(el-Kadr, 1-5)</p> <p>Eb&ucirc; H&uuml;reyre&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re Hz. Peygamber ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><em><strong>&ldquo;Faziletine inanarak ve karşılığını Allah&rsquo;tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin ge&ccedil;miş g&uuml;nahları bağışlanır.&rdquo;</strong>&nbsp;</em>(Buh&acirc;r&icirc;, &Icirc;m&acirc;n 25, 27, 28, 35, Savm 6, Ter&acirc;vih 1, Leylet&uuml;&rsquo;l-kadr 1; M&uuml;slim, M&uuml;s&acirc;fir&icirc;n 173-176.)</p> <h2>Zekat Vermek</h2> <p>Zek&acirc;t, belli bir miktarın &uuml;zerinde mala sahip olan zenginlerin, hicr&icirc; takvime g&ouml;re senede bir defa mallarından % 2,5 nisbetinde Allah i&ccedil;in vermeleridir. Zek&acirc;t; fakirlere, yoksullara, zek&acirc;t toplayan memurlara, g&ouml;n&uuml;lleri İsl&acirc;m&rsquo;a ısındırılacak olan kimselere, h&uuml;rriyetlerini satın almaya &ccedil;alışan k&ouml;lelere, bor&ccedil;lulara, Allah yolunda &ccedil;alışanlara ve yolda kalanlara verilir. (et-Tevbe, 60) Zekat vermek Ramazan ayına mahsus değildir. Ramazan ayının haricinde her hangi bir ayda da zekat verilir. Ancak Ramazan ayı ibadetlerin ve amellerin katlandığı bir ay olduğundan fakir fukarayı g&ouml;zeterek daha fazla sevap alabilmek i&ccedil;in genellikle zekatlar Ramazan ayında verilmesi uygun g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <h2>Fitre Vermek</h2> <p>Ramazan Bayramı&rsquo;na yetişen ve temel ihtiya&ccedil;larının dışında belli bir miktar mala sahip olan M&uuml;sl&uuml;manların kendileri ve vel&acirc;yetleri altındaki kişiler i&ccedil;in yerine getirmekle y&uuml;k&uuml;ml&uuml; bulundukları m&acirc;l&icirc; ibadete fitre denir. Ramazan ayı i&ccedil;inde fitreleri vermek gerekir.</p> <p>Abdullah İbn &Ouml;mer&rsquo;den (r.a.) ş&ouml;yle dediği nakledilmiştir:</p> <p><strong>&ldquo;Hz. Peygamber fıtır sadakasını (fitreyi) k&ouml;le, erkek, kadın, k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve b&uuml;y&uuml;klere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına &ccedil;ıkmadan &ouml;nce verilmesini emretmiştir.&rdquo;</strong>&nbsp;(Buh&acirc;r&icirc;, Zek&acirc;t, 76; M&uuml;slim, Zek&acirc;t, 12 .)</p> <h2>Sadaka ve İnfakları &Ccedil;oğaltmak</h2> <p>Amellerin ecrinin katlandığı Ramazan ayı i&ccedil;erisinde zekat ve fitrelerden ayrı olarak bolca fakir fukaraya sadaka vermeli ve indak etmek gerekir.</p> <p>Zira &acirc;yet-i ker&icirc;mede Cen&acirc;b-ı Hak ş&ouml;yle buyurmaktadır:</p> <p><strong>&ldquo;O&nbsp;</strong>(takv&acirc; sahipleri)<strong>&nbsp;ki, bollukta da darlıkta da Allah i&ccedil;in inf&acirc;k ederler&nbsp;</strong>(harcarlar)<strong>&hellip;&rdquo;</strong>&nbsp;(&Acirc;l-i İmr&acirc;n, 134)</p> <p>Eb&ucirc; H&uuml;reyre&rsquo;den (r.a.) rivayet edildiğine g&ouml;re Res&ucirc;lullah ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><strong><em>&ldquo;Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah i&ccedil;in al&ccedil;ak g&ouml;n&uuml;ll&uuml; davranırsa, Allah da onu y&uuml;kseltir.&rdquo;</em></strong>&nbsp;(M&uuml;slim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmiz&icirc;, Birr 82)</p> <h2>Ramazan Umresi Yapmak&nbsp;(Koronavir&uuml;s dolayısıyla bu sene ertelenen bir ibadet)</h2> <p>İmkanı olanlar i&ccedil;in Ramazan ayı i&ccedil;erisinde umre yapmak &ccedil;ok faziletlidir. Nitekim Abdullah İbni Abb&acirc;s&rsquo;tan rivayet edildiğine g&ouml;re Hz. Peygamber ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p><strong><em>&ldquo;Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar.&rdquo;&nbsp;</em></strong>(Buh&acirc;r&icirc;, Umre 4)</p> <h2>Bayram Gecelerini İhy&acirc; Etmek</h2> <p>Bayram g&uuml;n ve geceleri de ince ruhların kavrayabileceği, derin ve duygulu g&ouml;n&uuml;llerin sezebileceği n&ucirc;r&acirc;n&icirc; tecell&icirc;lerle doludur.</p> <p>Had&icirc;s-i şer&icirc;fte buyrulur:<strong>&nbsp;<em>&ldquo;Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sev&acirc;bını Allah&rsquo;tan umarak ib&acirc;detle ihy&acirc; edenlerin kalbi, -b&uuml;t&uuml;n kalplerin &ouml;ld&uuml;ğ&uuml; g&uuml;nde- &ouml;lmeyecektir.&rdquo;</em>&nbsp;</strong>(İbn-i M&acirc;ce, Sıy&acirc;m, 68)</p> <h2>Ramazan Ayının &Ouml;nemi Nedir?</h2> <p>Rabbimiz, kullarının ebed&icirc; sa&acirc;deti i&ccedil;in; hayat takviminde, il&acirc;h&icirc; rahmet, af ve mağfiretin &acirc;deta tuğy&acirc;n ettiği birtakım m&acirc;nev&icirc; kazan&ccedil; mevsimleri t&acirc;yin buyurmuştur. Bu mevsimlerin en bereketlisi, hi&ccedil; ş&uuml;phesiz ki Ramaz&acirc;n-ı Şer&icirc;f&rsquo;tir. Z&icirc;r&acirc;:</p> <ul> <li>Hid&acirc;yet rehberimiz Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m, bu m&uuml;b&acirc;rek ayda indirilmiştir.</li> <li>M&uuml;stesn&acirc; bir r&ucirc;h&icirc; olgunluk ves&icirc;lesi olan oru&ccedil; ib&acirc;deti, bu aya mahsus bir farz kılınmıştır.</li> <li>Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi, Ramazan geceleri i&ccedil;inde lutfedil miştir.</li> <li>Bu ayın geceleri; iftar, ter&acirc;vih ve sahurlarla bereketlendirilmiştir.</li> <li>&Ccedil;eşitli ihtiya&ccedil; ve mahr&ucirc;miyetler i&ccedil;inde kıvranan muzdarip g&ouml;n&uuml;ller, en &ccedil;ok bu ayın gelişiyle &uuml;mit ve sevince gark olurlar. Z&icirc;r&acirc; zek&acirc;t, sadaka ve infak gibi ib&acirc;detler, tebess&uuml;m&uuml; unutmuş nice y&uuml;zleri bilhassa bu ayda s&uuml;r&ucirc;ra kavuşturur.</li> <li>Bu ayda ulv&icirc;liklerin ve cennetlerin kapıları a&ccedil;ılır.</li> <li>G&uuml;nahlardan korunmak, k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerden el &ccedil;ekmek s&ucirc;retiyle cehennem kapıları kapanır.</li> <li>Şerler ve şeytanlar da, k&acirc;mil m&uuml;&rsquo;minlerin takv&acirc; zincirleriyle bağlanır.</li> </ul> <p>B&ouml;ylece m&uuml;&rsquo;minlere ebed&icirc; sa&acirc;det kapılarını a&ccedil;an Ramazan; b&uuml;t&uuml;n bir &uuml;mmetin ikbal kapılarını da aralar.</p>